Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Hatay Sınırında Mehmetçik

Şehit Annesi Mektubu ağlattı,

Şehit Annesi Mektubu ağlattı, Mehmetçik mesajı ise duygulandırdı.
Hatay’da vatani görevini yapmakta olan bir Mehmetçik ile Şehit Annesinin mektup ve mesajları duygulandırdı, ağlattı da…

Hatay’da askerliğin yaparken şehit düşen Mehmetçik Osman Vurğun’un annesi Melek Vurğun, oğlunun ölüm yıldönümünde yazdığı mektubunda duygu yüklü sözlerle oğlunun şehadet şerbeti içtiğini anlatıyor. Hatay’da sınırda askerlik yapan bir Mehmetçik de, mesajlarını kısa ve öz olarak yazı tahtasında duygu yüklü sözlerle dile getiriyor.
Şehit Annesi Melek Vurğun’un, Yayladağı Kaymakamlığı internet sitesine de yüklenen duygu yüklü sözler içeren mektubu şöyle:
“Oğul… Sen giderken ardından bakakaldım. Doğduğundan beri yaptığım gibi seni izledim. Yüzüne çarpsa eğer yel, yüreğim ürperir. Ayağına taş değse, bağrım yanar be oğul. Çünkü sen canımdan can, kanımdan kansın be oğul. Ama olsun, bugün git, yoluna git. Bu vatan toprağına gavur göz dikmişse, ezanlar susacaksa, şehit atalarının mezarı çiğnenecekse, git oğul, git… Bilesin ki RESUL önde, bilesin ki melekler ardındadır. Bilesin ki dualarım semadadır, bilesin ki yolun Allah’adır. Düşte gördüm be oğul… Bize artık vuslat mahşerden sonrayadır. Günler çok zor geçiyordu sen yokken yanımızda. Çok özlüyorduk seni.
Hani şehit olmadan bir ay önce bir resim göndermiştin, yanında da tahtaya yazmıştın, ‘Yiğit olanların sonu olmaz, tahtı da gülmez, bahtı da gülmez. Varsın bizi öldü bilsinler, şehitler ölmez ölmez’ diye… İşte o gün var ya, o gün ciğerime hançer saplanmıştı.
Hani baban da kızmıştı ya sana, ‘niye bu manalı sözler’ diye… Meğer onun da ciğerine saplanmış hançer, sen de teselli etmek için ‘baba yok, öylesine yazılmış bir yazı’ diye sonradan demişsin, ‘baba ben sizden razıyım, siz de benden razı mısınız…’ Baban bana söyleyemedi ama, belliydi, gözleri doldu. Sordum ‘ne’ dedi diye. ‘Yok bir şey’ dedi. Ortalıkta çok karışıktı. Ne zaman televizyonu açsak, kalbim yerinden çıkacak gibi oluyordu. ‘Bugün de şehit verdik mi’ diye… Şehadet haberin geldiği gün, yani geçen sene bugünkü gibi, 16.05.2016 günü yıkılmıştım. Ayakta durmakta zorlanıyorum, ama kendi kendime dedim ki, ‘hainleri sevindirme. Ne de olsa Osman’ım vatanımız, bayrağımız, namusumuz, ezanımız için şehit oldu. Gurur duy kendinle’…
Elbette vatan için canımız bile feda ama, anayım be oğul. Sensizlik bana çok zor geliyor. Çok özlüyorum. Hani sen derdin ya, ‘ben köyümü, kışlağı çok seviyorum…’ Vasiyette yazmışsın, ‘şehit olursam beni köyümün topraklarına koyun’ diye… Bak şimdi artık ebedi kışlaktasın. Komutanların da söz vermişti. Adını yaşatmak için köyümüzdeki karakola adını verdiler. O da bizim için ayrı bir gurur oldu. Karakolun yanından her geçtiğimde, senin de orada görev yaptığın hissi doğuyor içime. Ama olsun… Bütün askerlerimize, Osman’ım, oğlum gözüyle bakıyorum. Sen rahat uyu canım oğlum.
Annen Melek Vurğun…” -Cemil Yıldız-