Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Bakanlığın önceliği, Müzeler!

Biz de eldeki ile

Biz de eldeki ile başlasak mı?

Müze sergi alanlarının sonunda ziyaretçileri karşılayan Padişah fermanlarındaki ‘heceleme’ hatalarını en sonunda düzeltmişiz, ama… Binanın dış görselinden, içeride yaşanan teknik ve mimari sorunlara hala çözüm bulamamışız! İşe, ana bina önündeki ‘işlevsiz’ su değirmenini kaldırarak başlayalım mı?

Açılışı, 2014 Aralık ayında, dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Bakanlar ve il protokolünün katılımıyla gerçekleşen Hatay Arkeoloji Müzesi’nde bugün hala istenen ‘kalabalıklar’ da, dünya sıralamasına paralel bir popülarite de yaratılabilmiş değil. Sergileme alanları konusunda çalışmaları henüz tamamlanamamış salonlar nedeniyle, ziyaretçilerin ‘sırada ne var’ noktasındaki meraklı bekleyişleri ise dün olduğu gibi bugün de sürüyor. Ancak mevcutlar noktasında da sıkıntılar bitmiş değil!
Bu konuda konuşan ve Konya’dan geldiğini söyleyen bir ziyaretçi anlatsın, ilk bakışta tespit edilebilenleri ve göze takılanları…
“İçeriği itibariyle muhteşem bir müze. Ama buraya arabayla geldiğimizde, ‘müzeye geldik’ denildiğinde, binanın olduğu tarafa döndüğümde, açık söylemek gerekirse hayal kırıklığına uğradım. Bir kere, görsel olarak bir müzeyi andıran hiçbir detay yok. Bir de önündeki değirmen var! Onun ne işe yaradığını hiç anlamadım. Zaten demir kısımları hep paslanmış. Bir işlevi var mı peki? Buraya gelirken, lahitler salonu çok anlatıldı bize, en çok da Antakya Lahdi! Hayran kaldım, detaylarına, o dönemin taş işçiliğine hele ki… Ama o kısma inerken, lahitler salonu denilen hiçbir ibare yok. En azından bir isimlik olabilir diye düşünüyorum. Yine de hayran kaldım ve bol bol fotoğraf çektim.
Ama bizleri gülümseten bir şey oldu orada. Sanırım lahitlerin içinden çıkmış, İskeletlerin kadın olanları ise ‘dişi’ ifadesi ile isimlendirilmiş! Niye ‘dişi’? ‘Kadın’ demek zor mu gelmiş! Bir de kulağa çok garip ve hatta kaba geliyor. Müze dili diye bir şey var, bu da ondan mı acaba?”
-ÇÖZÜM OLUR MU?-
Müze içeriğinde yaşanan, özellikle de ‘sergileme’ noktasında biriken sorunlar Bakanlığın son çalışması ile azalır mı bilinmez ama, Kültür ve Turizm Bakanlığı, ‘Müze’ başlığında yeni bir projeye start veriyor. Konuya ilişkin konuşan Bakan Mehmet Nuri Ersoy, müze gelirlerinin belli bir kısmını gelecek yıldan itibaren tanıtıma ayıracaklarını bildirerek, “Mart ayı itibarıyla müzelerle ilgili çok ciddi Türkiye genelinde tanıtım yapacağız. Uçaktan inilip körüğe geçildiği andan itibaren müze tanıtımlarını yurt dışındaki gibi görmeye başlayacaklar” şeklinde konuştu.
-TANITIM HAMLESİ-
Müzelerin, vatandaşlara yeterince tanıtılıp tanıtılmadığı konusuna da değinen Ersoy, “Bununla ilgili bir çalışma yapıyoruz. Müze gelirlerimizin belli bir kısmını, önümüzdeki seneden itibaren tanıtıma ayırıyoruz. Mart ayı itibarıyla göreceksiniz” dedi. Konuya ilişkin istatistiki çalışma yaptıklarını da aktaran Ersoy, “Sınır kapısından geçip Türkiye’ye gelen turistlerin müze ziyaret etme oranı, Avrupa’nın ortalamasının yarısı kadar. En büyük sıkıntımız bu” ifadelerini kullandı.
Bakan Ersoy, şu görüşleri paylaştı:
“Mart ayı itibariyle, müzelerle ilgili çok ciddi anlamda Türkiye genelinde bir tanıtım yapacağız. Uçaktan inilip körüğe geçildiği andan itibaren, müze tanıtımlarını yurt dışındaki gibi görmeye başlayacaklar. Bir müzenin yakınından geçiyorsa turist, onunla ilgili tanıtım ve yönlendirme görecek. Yani biz, ciddi şekilde müze ziyaretçi oranlarını artırmaya çalışacağız. Hedefimiz, müze ziyaretçi oranlarını Avrupa standartlarına çıkarmak.”
-ELDEKİ TABLO!-
Bakan Ersoy’un açıklaması, bugün Antakya kent merkezinde tarihi ve kültürel destinasyonlara dair ‘bilgilendirme tabelaları’ noktasında hala istenen noktaya gelemeyen Hatay Turizmi adına da önemli bir adım! Ancak bu adıma eklenmesi gereken ‘yerel adımlar’ adına kent idarecilerin ne kadar hazır olduğunu da sorgulamak gerekiyor! Hazır mıyız? -Tamer Yazar-