Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Burayı da kaybedersek Hatay içme suyu bulamayacak

Öğünç, 13 bin dönümlük

Öğünç, 13 bin dönümlük alana OSB kurulacak olmasının tehlikelerine bir kez daha dikkat çekti …

Hatay Tabiatı Koruma Derneği Başkanı Abdullah Öğünç, “2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü” nedeniyle yaptığı açıklamada, Hassa ve Kırıkhan bölgesinde, sulak alanda 13 bin dönümlük Organize Sanayi Bölgesi kuracak olmasının tehlikelerine bir kez daha dikkat çekti, burasının da kaybedilmesi durumunda, Hatay’ın içme suyu bulamayacağına vurgu yaptı.
Tabiatın korunması konusunda düzenlenmiş ilk uluslararası belgelerden biri olan Ramsar Sözleşmesi’nin imzaya açıldığı 2 Şubat gününün “Dünya Sulak Alanlar Günü” olarak kabul edildiğini hatırlatan Öğünç, suyun canlıların yaşaması için hayati öneme sahip olduğunu bildirdi ve şunlara değindi: “En küçük canlı organizmadan en büyük canlı varlığa kadar, bütün biyolojik yaşamı ve bütün insan faaliyetlerini ayakta tutan sudur. Dünyamızın % 70′ini kaplayan su, bedenimizin de önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Ancak yeryüzündeki su kaynaklarının yaklaşık % 0,3′ü kullanılabilir ve içilebilir özelliktedir. Dünya nüfusunun %40′ını barındıran 80 ülke şimdiden su sıkıntısı çekmektedir. 1940-1980 yılları arasında su kullanımı iki katına çıkmıştır. Nüfusun hızla artması, buna karşılık su kaynaklarının sabit kalması sebebiyle su ihtiyacı her geçen gün artmaktadır.
Amik’in kurutulması hayatın her alanına darbe vurdu …
İnsanoğlu, su ihtiyacını yüzeysel sular ve yeraltı su kaynaklarından temin etmektedir. Tatlı suların en önemli kaynağı yağışlardır. Küresel yıllık yağış 500 bin m3 olup, her yıl yeryüzüne inen yağış aynı miktardadır. Ülkemizde ise tatlı su kaynakları oldukça sınırlıdır ve ihtiyaca ancak cevap vermektedir. Türkiye’nin kullanılabilir su potansiyeli 110 milyar m3 olup, bunun % 16′sı içme ve kullanmada, % 72′si tarımsal sulamada, % 12′si de sanayide tüketilmektedir. Türkiye su kıtlığı çeken ülkeler arasında yer almamakla birlikte, hızlı nüfus artışı, kirlenme ve yıllık yağış ortalamasının dünya ortalamasından düşük olması; mevcut kaynakların daha dikkatli kullanılmasını ve kirlenmeye karşı gerekli tedbirlerin bir an önce alınmasını gerektirmektedir.
Hatay ilinin en büyük tatlı su kaynaklarından biri olan Hatay Amik Gölü 1950-1975 yılları arasında tarımsal alan kazanmak ve Amik ovasındaki tarım arazilerini taşkınlardan korumak amacı ile kurutulması Hatay’da ekolojik denge dahil hayatın her alanına darbe vurmuştu. Hatay’ın iklimi bile bu durumdan doğrudan etkilenmiştir. Hatay ilinin en zengin yer altı su kaynağı ise, Hassa ve Kısmen de Kırıkhan ilçe sınırlarını kapsayan volkanik bölgenin (Leçelik alan) altındadır.”
Koruma alanı içerisine OSB kurulamaz …
Orman ve Su işleri Bakanlığı DSİ Genel Müdürlüğü uzmanlarınca bu bölgede yapılan çalışmalarda İçme Suyu Sağlanan Kaynaklar ve Sondaj Kuyularından: Hassa İlçesi Akkülek, Yücekışla, Aktepe, Aşağıfakılı, Buhara, Çınarbaşı, Haydarlar, Su Gediği Mahallelerinin ve Kırıkhan İlçesi, Merkez, Camızkışlası Çevlik, Çataltepe, Kaletepe Mahallelerinin içme ve kullanma su ihtiyacının sağlandığının ortaya çıktığını, bu yüzden koruma altına alındığını belirten Öğünç, açıklamasında şunlara değindi: “Adana DSİ 6. Bölge Müdürlüğü’nün 20.09.2016 tarih ve ILN00426885 nolu ilanında Mutlak Koruma Alanı içerisinde; su temin gayesi ile her türlü çap ve derinlikte su yapısının inşası, çöp, moloz, çamur gibi atıkların, arıtılmış dahi olsalar atık suların Mutlak Koruma Alanı ve yüzey suyu kaynaklarına dökülmesi, mutlak koruma alanı içerisinde, suların kirlenmesine neden olabilecek her türlü zirai ilaç, gübre, deterjan, kimyasal madde vb. kullanımı, bölgede herhangi bir yapılaşmaya izin verilmemesi, Kentsel ve evsel atıkların (katı ve sıvı atıklar dâhil) depolanması, üretimi ve yok edilmesi, madencilik faaliyetleri ile ilgili olarak işletme yapmak, zenginleştirme, gang veya atık malzemenin yıkanması, taş ve mermer ocağından malzeme alınması gibi faaliyetlerin yapılması, endüstriyel fabrikalar, organize sanayi bölgeleri, nükleer aktiviteler, bübre ve pestisitler (kullanma, depolama, yok etme), akaryakıt, LPG istasyonu vb. yakıt depolama ve iletme tesisleri, katı atık ve tehlikeli atık düzenli depolama tesisleri (atık barajları) gibi faaliyetlerin yapılması kesinlikle yasaklanmış olmasına rağmen Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 13.000 dönümlük bir alanın OSB bölgesi olarak ayrılmış olmasını derin bir üzüntü içerisinde öğrendik.
OSB alanına kurulacak tesislerin atıklarının yer altı sularına karışıp bölgede yaşayan tüm canlıların hayatını riske atacaktır. Bölgenin yeraltı su kaynaklarının zenginliği, benzersiz jeolojik yapısı ve bünyesinde barındırdığı nadir ve nesli tehlike altında bulunan canlılar için risk teşkil edeceğinden OSB için farklı bir merkezde çözüm bulunup, acilen Milli Park yahut Jeopark ilanı yapılarak ekoturizm alanında doğa ile uyum içerisinde bir kalkınma modeline gidilmelidir.
Ekoturizm çağımızın gelişen bir trendi olarak bölge ekonomisi ve Hatay’ın tanıtımında önemli bir etken olacaktır. DSİ’nin yaptığı çalışmalar ve ölçümlere göre Leçelik alan günlük olarak 1.500.000 (bir buçuk milyon) insana yetecek sağlıklı, tatlı, içme suyu sağlamaktadır. Bu alanı kaybedersek gelecekte Hatay içmeye su bulamayacak demektir.”  -Mehmet ÖZGÜN-