Kentlerin gelişiminde uluslararası tanınırlık ve marka kent olma çabası son derece önemli ve elzemdir. Eğer kentinizi global hem de yerel anlamda tanıtmak istiyorsanız karşınıza çıkan her fırsatı değerlendirmek zorundasınız.
Hatay çok sıkıntılı günler geçiriyor. Antakya Organize Sanayi Bölgesi’nde 3 firma kapandı, 4 firma kapasite düşürdü, 2 firma iflas etti, 3 firma icralık oldu, 315 işçi işini kaybetti.
Türkiye’de de aynı problemler var. Ayrıntılar şöyle;
“31.12.2020 tarihi itibariyle, Türkiye genelinde, haklarında konkordato kapsamında mühlet kararı verilmiş toplam 2.052 şirket bulunuyor. Son 3 yılda iflas başlatma tescili yapılmış olan anonim şirket, limitet şirket, kolektif şirket ve komandit şirket sayısı 1213’e çıktı. Bu iflaslar, konkordatolar, ülkemize daha fazla işsizlik ve daha fazla yoksulluk olarak dönüyor.”
Buradan çıkış yolu kent yönetimlerinin bölge halklarının ekonomik ve sosyal alanda gelişimini hızlandıracak ve düzenleyecek yeni önlemler alması. Her zaman söylüyorum; artık kent yönetiminde başarının yolu “Marka Kent” olmaktan geçiyor. Her zaman söylüyorum Eskişehir sevgili Yılmaz Büyükerşen hoca ile bu sınavı başarıyla veren illerimizden biri.
Hatay ne yazık ki bu konuda olumlu bir sınav veremedi. Hatayspor’un başarısı kent ölçeğindeki gelişmeye ve yenileşmeye yansıyamadı. İyi şeyler yapıldı, ancak yeterli mi sorusu önemli. Aslında Türkiye ölçeğinde de bu konuda biraz problem var gibi.
AKP’nin iktidara gelişiyle birlikte Türkiye inanılmaz bir biçimde kendi gelenek ve göreneklerinden kopup hızla bir taassup çizgisine sürüklendi. Eskilerin deyimiyle “mutaassıp” bir ülke haline geldi. Her türlü yenileşmeye, gelişmeye karşı direnç geliştiren bir toplum yapısı ortaya çıktı.
Huzurlu ve müreffeh bir toplum arayışından “kapalı kendi içinde çalkalanan” bir volkan ağzı gibi sıcak ve yakıcı bir toplum yapısına dönüştü. Kadın cinayetleri, hoşgörüsüzlük, inançlara saygısızlık, tek tipçi bir yaşam anlayışına sadık kalarak kendisinden farklı inanan ve düşünen herkesi düşman sayma gibi.
Kentlerde bundan etkilendi. Türkiye’den 50 yıl geride bir kültür anlayışına sahip olan 5 milyon Suriyelinin de topluma katılmasıyla bu gericilik ve tutuculuk anlayışı bir inat haline dönüştü.
Şimdi Hatay’ın nünde kendini anlatma ve tanıtma konusunda önemli bir fırsat var. Bu fırsatın adı; “Expo 2021 Hatay”.
Bu fırsat hem Hatay’ın hem de Hataylının önündeyken doğru öğeler taşıdığı iddia edilse bile ortaya çıkan şirketleşme ya da bu fırsat üzerinden illegal kazanç sağlama gibi iddialardan herkes bugün için geri durmalı. Herkes hesabını Expo sonrasına bıraksın.
Şuradan ya da buradan, şu partiden ya da bu partiden hiç kimsenin yetim hakkına el uzatmaya, devlet olanaklarını kendi kişisel çıkarlarını artırmak için kullanmaya hakkı yoktur. Ama zaman şimdi o zaman değildir.
Herkes hesabını Expo sonrasına bırakmalıdır. Her şeyi not alarak, her türlü ayrıntıyı hafızalara kaydederek, kimsenin günahına girmeyerek, ne için yapıldığını ya da nasıl yapıldığını, amacın ne olduğunu iyi anlayarak biraz düşünüp beklenmeli.
“Expo 2021 Hatay”’a kıymayın efendiler…
YORUMLAR