Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Antakya ve Defne Kaymakamları da…

İnceleme Başlatır mı? Fabrika

İnceleme Başlatır mı?

Fabrika atıkları nedeniyle kırmızı tonlarda akmaya başlayan Ergene Nehri’nin kolu Çorlu Çayı’nda Kaymakamlık destekli başlatılan inceleme sürecine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da katılırken, akla, Favar Deresi nedeniyle 3 yerleşim biriminde (Antakya, Dursunlu, Defne) yaşanan ciddi kirlilik noktasında ilgili Kaymakamlıkların ne yaptığına ya da ne yapacağına çevrildi!

Türkiye’nin birçok noktasında, yerleşim birimleri içinde yer alan derelerin ‘şehirleşme’ ile artan kirliliğin kurbanları oldukları hikâyeler saymakla bitmez. Antakya, Dursunlu ve Defne üçgeninde yıllardır ‘kanalizasyon’ atıkları ile akmaya devam eden ve bir zamanlar içinde yaşayan balıkların hikâyelerinde dillendirilen Favar Deresi de bunlardan biri! Peki, adı geçen yerleşim birimleri noktasında, Antakya ve Defne Kaymakamlıkları, yaşanan soruna hangi noktada dahil oldular, çözüm için nasıl bir girişimde bulundular ya da vatandaşın yaşam kalitesini düşüren bu duruma nasıl ‘dur’ dediler, soralım mı? Sorarken de, benzer bir ‘kirlilik’ sürecini Ergene Nehri ile yaşayan Tekirdağ’a bağlı Çerkezköy Kaymakamlığı’nın resmi tepkisini ve kurumsal sorumluluk çabasını paylaşalım!
-NE OLDU?-
Ergene Nehri’nin kolu olan Çorlu Çayı’nın fabrika atıkları nedeniyle kırmızı tonlarda akmaya başlaması ile gündeme gelen sorunun Bakanlık nezdinde çözüm bulmasına sebep olan kurum, Çerkezköy Kaymakamlığı oldu. Çerkezköy Kaymakamlığı’nın, Tekirdağ Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne yaptığı ihbar üzerine başlatılan inceleme sürecinde sonuca ulaşılırken, kirliliği yaratan işletmenin faaliyeti, Çevre Kanunu’nun 15’inci maddesi gereği gerekli çevresel tedbirler alınıncaya kadar durduruldu.
Çerkezköy Kaymakamı Atilla Selami Abban’ın, ilçesinde yaşanan çevresel soruna tepkisi ise kamuoyuna şu kelimelerle yansıdı:
“3 Ekim 2018 tarihinde saat 18.30 sıralarında, ‘ilçemizden geçen Çorlu Deresi’nin Veliköy kavşağı yanında pembe renkli görüntüsü’ ihbarı, tarafıma telefonla ve görüntülü olarak ulaştırılmıştır. İhbar alınır alınmaz Kaymakamlığımızca oluşturulan; Tekirdağ İl Çevre ve Şehircilik Müdürü ve ekibi, İlçe Jandarma Komutanı ve ekibi, İlçe Emniyet Müdürü ve ekibi, ÇOSB Çevre Müdürü ve teknik elemanlarınca kalabalık bir çalışma gurubu ile derenin pembe renge dönüştüğü noktadan, Çorlu Deresi’nin akış istikametinin tersine gerekli numuneler alınmak suretiyle geniş çaplı bir araştırma başlatılmış, bataklık ve sazlık arazi boyunca deredeki kirlilik takip edilmiş ve atığı dereye veren işletme tespit edilmiştir. Tüm gece boyu devam eden çalışmalarımızın büyük bir kısmına bazı basın mensupları da katılmıştır. Atığı dereye verdiği tespit edilen işletmeye gerekli adli ve resmi işlemler başlatılmıştır. Kamuoyuna saygılarımla duyurulur.”
-SORUN AYNI!-
Yıllardır, Favar Deresi’nin kanalizasyon atıkları içinde akmasına sebep olan yerel idarecilerin çözüm bulamamasına işaret eden vatandaşlar ise benzer bir sürecin kendileri için de işletilmesini istiyor. İsterken de, Çerkezköy Kaymakamı Atilla Selami Abban’ın yapılan haberleri ihbar kabul eden yaklaşımının, Antakya Kaymakamı Orhan Mardinli ve Defne Kaymakamı Nevzat Şengök tarafından da kabul görmesini bekliyor.
Bu konuda konuşan ve Dursunlu’da yaşadığını ifade eden yaşlı bir vatandaşın söyledikleri de buna dair:
“Bu sorun ne dünün, ne bugünün, ama yıllar öncesinin! İnsanlar kaç kere dilekçe yazdı, biliyor musunuz? Vatandaş talep etti, Muhtar devreye girdi, yaşanan sıkıntılar milletvekillerine aktarıldı, öfkeli vatandaş gösteri bile yaptı, ama… Değişmedi! Hiçbir şey değişmedi! Yaşanan hızlı şehirleşmenin faturasını vatandaşa kesmektir, bize reva görülen. Vergisini veren, üreten ve bu kent için çalışan bizler hizmet bekliyoruz sadece. Beklentilerimiz öyle lüks de değil! Deremiz temiz aksın istiyoruz. Bir zamanlar bahçelerimizi suladığımız derenin aldığı bu son hale bir el atılsın istiyoruz. Ama artık ‘söz’ verilmesin! Tutulmayan sözler verilmesin.”
-MADDE 15-
2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 15’inci maddesi gereğince, yaşanan çevre kirliliği nedeniyle ‘faaliyetlerin durdurulması’ başlığında müdahale edilen Ergene Nehri’nin kolu Çorlu Çayı için ne yapıldıysa Favar Deresi için de devreye sokulmasını isteyenler, kanunun, yaşanabilecek ‘çevre kirliliği’ konusunda yetki verdiği kurumları göreve çağırıyor.
Peki, 15. Madde ne diyor? İşte gündeme gelen o madde ve söylediği:
“Bu Kanun ve bu Kanun uyarınca yayımlanan yönetmeliklere aykırı davrananlara, söz konusu aykırı faaliyeti düzeltmek üzere Bakanlıkça ya da 12’nci maddenin birinci fıkrası uyarınca, denetim yetkisinin devredildiği kurum ve merciler tarafından bir defaya mahsus olmak üzere, esasları yönetmelikle belirlenen ve bir yılı aşmamak üzere süre verilebilir.
Faaliyet; süre verilmemesi halinde derhal, süre verilmesi durumunda, bu süre sonunda, aykırılık düzeltilmez ise Bakanlıkça ya da 12’nci maddenin birinci fıkrası uyarınca denetim yetkisinin devredildiği kurum ve merciler tarafından kısmen veya tamamen, süreli veya süresiz olarak durdurulur. Çevre ve insan sağlığı yönünden tehlike yaratan faaliyetler süre verilmeksizin durdurulur.
Çevresel Etki Değerlendirmesi incelemesi yapılmaksızın başlanan faaliyetler, Bakanlıkça, proje tanıtım dosyası hazırlanmaksızın başlanan faaliyetler ise mahallin en büyük mülkî amiri tarafından süre verilmeksizin durdurulur. Süre verilmesi ve faaliyetin durdurulması, bu kanunda öngörülen cezaların uygulanmasına engel teşkil etmez.”

-BAKAN NET!-
Tekirdağ’da yaşanan sorunun çözüme ulaşmasında her adımı takip eden bir diğer isim ise Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum oldu. Verdiği mesajda, “Vatandaşımızın sağlığına sıkıntı getirecek, zararlı olabilecek her türlü atıkla ilgili sorunda Bakanlık olarak üzerimize düşen görevi yerine getiriyoruz, getirmeye de devam edeceğiz” diyen Bakan Kurum, “Söz konusu işletmeye para cezası uygulanmasının yanı sıra, 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 15’inci Maddesi gereği, gerekli çevresel tedbirler alınıncaya kadar da faaliyetini durduruyoruz. Ayrıca halkımızın çevre sağlığını tehdit eden bu duruma karşı Cumhuriyet Başsavcılığı’na da suç duyurusunda bulunacağız” demeyi de ihmal etmedi.
Buradan, Antakya Kaymakamı Orhan Mardinli ve Defne Kaymakamı Nevzat Şengök nezdinde Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a soralım mı? Antakya, Defne ve Dursunlu üçgeninde ‘kanalizasyon’ katkılı akmaya devam eden, yarattığı koku ve sineklerle şikâyetleri yıldan yıla biriktiren Favar Deresi konusunda görevlerini yapmadığı iddia edilen yerel idareler noktasında ‘ne yapacağız’ diye soran vatandaşa ne söylemek gerekiyor?
-SONUÇ YOK!-
Konuyu, sorunun yaşandığı yerleşim birimleri noktasında ilgili Kaymakamlıklar ne kadar sahiplenir bilinmez ama, 3 yerleşim birimi nezdinde yaşananların en son olarak, Aşağıokçular Mahalle Muhtarı Hüsamettin Uzun imzalı, Büyükşehir’e bağlı HATSU Yönetimi’ne yönelik bir dilekçe ile gündeme taşındığını hatırlatalım mı? Dilekçenin tarihi 03.09.2018! Yani henüz 37 günlük! İçeriği mi?
“Defne ilçesine bağlı Aşağıokçular Mahallesi’nin içinden geçmekte olan Favar Deresi, akan lağım suları ve bunun çıkarttığı koku nedeniyle mahalleliye büyük rahatsızlık vermektedir. Mahalleli, kokulardan dayanamaz hale gelmiştir. Bu derenin ıslahı için acilen müdahale edilmesini, içine bırakılan tuvalet kanallarının bir an önce kanalizasyona bağlanmasını, derenin istinat duvarlarının yükselmesini, mahallelinin bu rezaletten kurtarılmasını ve bir an önce müdahale edilmesini arz ederim.”
Dilekçenin sonucunu bekleyenler ‘cevapsız’ kalacaklarından oldukça eminler! O zaman bizler bir kez daha hatırlatalım mı?
“Vatandaşımızın sağlığına sıkıntı getirecek, zararlı olabilecek her türlü atıkla ilgili sorunda Bakanlık olarak üzerimize düşen görevi yerine getiriyoruz, getirmeye de devam edeceğiz” diyen Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum nezdinde, Antakya Kaymakamı Orhan Mardinli ve Defne Kaymakamı Nevzat Şengök devreye girer mi? Çerkezköy örneği Antakya-Defne-Dursunlu için de yaşanır mı? Yoksa ‘sen sağ ben selamet’, kaldığımız yerden devam mı? -Tamer Yazar-