Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Tabiatı Koruma Derneği’ne göre:

Ormanlar Gibi Biz de

Ormanlar Gibi Biz de Yangınla Yaşamaya Uyum Sağlamalıyız

Hatay Tabiatı Koruma Derneği Başkanı Abdullah Öğünç, geride kalan Samandağ-Batıayaz yangını ile ilgili değerlendirmesinde, insanların da ormanlar gibi yangınlarla yaşaması gerektiğini savundu.
Tabiatı Koruma Derneği Başkanı Öğünç’ün paylaşımı şöyle:
“Hatay ili Samandağ ilçesinde geçtiğimiz Cumartesi’den bu yana devam eden orman yangını, 5. günün sonunda, Orman Genel Müdürlüğü ve Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin işbirliğinde kontrol altına alınmış ve soğutma işlemlerine geçilmiştir.
Batıayaz, Yaylıca, Yaylacık ve Seldiren mevkilerini etkisi altına alan yangın boyunca, yaklaşık 3000 hektarlık orman varlığı kaybı yanı sıra yaban hayatının da ciddi biçimde etkilendiği gözlenmiştir. Hatay Tabiatı Koruma Derneği temsilcilerinin yangın sahasındaki incelemeleri sırasında tesadüfen kameraya yansıyan görüntülerde, bir karacanın, yangın sahasından can havliyle uzaklaşmaya çalışması da buna örnek olarak verilebilir.
Hatay Tabiatı Koruma Derneği olarak, hemen her orman yangını sonrasında içimizde yaşadığımız üzüntüye bir nebze olsun su serpme adına; vatandaşların çağrısına kulak vermeye çalışan idarecilerin, sivil toplum temsilcilerinin, akademisyenlerin ve medyanın üzerindeki sorumluluğu tekrardan hatırlatma gereği hissediyoruz.
Hatay Tabiatı Koruma Derneği Bilim Kurulu üyesi ve Çankırı Karatekin Üniversitesi Öğretim Elemanı Dr. Okan ÜRKER yaptığı açıklamada; yangınların oluşumundan söndürülmesine kadar geçen süre içindeki yönetim tedbirlerinin gerekliliğine ve doğruluğuna katılmakla beraber, yangın sonrası alınmaya çalışılan tedbirlerin, popülist yaklaşımlardan ziyade, bilimsel temelli ekolojik yaklaşımlar içermesi gerektiğini ifade etmiştir. Dr. Ürker, yüzbinlerce yıldır yangınlara adapte olmuş kızılçam ormanları ve makiliklerin belirli zaman aralıklarında (40-50 yılda bir) tekrardan yanarak çimlenmek zorunda olduğu gerçeğini göz önünde tuttuğumuzda, yangın sonrasında çok kısa süre içerisinde on binlerce çam fidanını dikmenin, yeniden orman kurmaktan ziyade, orman yangınlarını daha da arttıracak boş bir çaba olacağına işaret etmektedir.
Vatandaşlarımızın, ‘yangın sonrası arazinin imara açılması’ gibi şehir efsanelerine itibar etmemeleri, yanık sahanın kendi haline bırakılmasının bir sonraki orman oluşumu açısından gerekliliği hususunu yeniden vurgulamıştır.
Hatay Tabiatı Koruma Derneği olarak, idarecilerimize ve aydınlarımıza, vatandaşların, kamu-medya-STK-akademi işbirliğinde, orman yangınları ile alakalı olarak bilimsel temelli doğrularla donatılarak yanlış algılardan uzaklaştırılması gerektiği çağrısında bulunuyoruz.”  -Cemil Yıldız-