Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Türkiye savaş isteyen bir ülke değil

Yayman, TSK’nın, terör örgütlerine

Yayman, TSK’nın, terör örgütlerine karşı sınır ötesi operasyon yapma yetkisinin uluslararası hukuktan kaynaklandığına vurgu yaptı…

Ak Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, önceki gün meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, terör örgütlerine karşı sınır ötesi operasyon yapma yetkisinin uluslararası hukuktan kaynaklandığını hatırlattı, tezkereye olumlu baktığını ifade etti.
Türkiye’nin savaş isteyen bir ülke olmadığına konuşmasında vurgu yapan Milletvekili Yayman, “Biz Hükûmet olarak daima ülkemizde ve bölgemizde huzur ve istikrarın sürmesini, barış ve kardeşliğin olmasını isteyen bir partiyiz ve Hükûmetiz. Türk Silahlı Kuvvetlerinin terör örgütlerine karşı sınır ötesi operasyon yapma yetkisi de uluslararası hukuktan kaynaklanan bir yetkisidir ve bu, uluslararası hukuka uygundur” dedi.
ABD ve emperyalistlerin planı açık
Afganistan’da kırk yıldır devam eden bir müdahale ve iç savaşın, istikrarsızlığın varlığından söz eden Milletvekili Yayman, şunları dile getirdi: “Irak’ta yirmi sekiz yıldır devam eden bir iç savaş ve istikrarsızlık var ve Arap Baharı’yla bölgeye getirilen kan ve gözyaşı var. Aynı şekilde, Suriye’de yedi yıldır devam eden bir iç karışıklık ve bir kan var, gözyaşı var. Hatay milletvekili olarak, bu meselede en çok mağdur olan bir ilin milletvekili olarak şunu söylemek istiyorum: Amerika Birleşik Devletleri’nin ve emperyalistlerin bölgedeki planı açıktır. Böl-parçala-yönet taktiği içerisinde vekâlet savaşlarıyla, terör örgütleriyle beraber bölgeyi yeniden istikrarsızlaştırmak ve bölgede küçük devletçikler kurmak istemektedirler. Bizim tavrımız çok nettir, asla bunlara izin vermeyeceğiz ve asla Türkiye Cumhuriyeti devletinin kararlı tutumundan vazgeçmeyeceğiz.
2050 kitabının yazarı David Passig kitabında şunu anlatıyor: Amerika Birleşik Devletleri’nin Orta Doğu stratejisini ve bölge stratejisini. Amerika Birleşik Devletleri bölgesel güçler arasında düşük yoğunluklu çatışmaların devam etmesini ve hiçbirinin kazanmamasını istiyor. Amerika Birleşik Devletleri rakip güçlerin birbirlerini dengelemesini ve hiçbirinin egemen güç olmasını istemiyor. Bu stratejiyi hayata geçirmek için muazzam bir servet harcayacak. Ancak buna değer çünkü Amerika Birleşik Devletleri bölgenin ve dünyanın süper gücü olarak devam etmek istiyor. Plan bellidir, bölgede yapılmak istenen bellidir. Kimi zaman doğrudan, kimi zaman dolaylı olarak terör örgütleri üzerinden bölgede haritalar değiştirilmek isteniyor. Bu yüce Meclisin çatısı altından bir kez daha söylemek isteriz ki nasıl ki dünya tarihi yazılırken Türkler olmadan bir dünya tarihi yazılamazsa bölgede haritaları değiştirmek isteyenlere şunu ifade etmek isteriz: Türkiye’yi muhatap almadan, Türkler masada yer almadan asla ve asla bu haritaların değişmesine müsaade etmeyiz.
.Terör örgütleri vekalet savaşının taşeronlarıdır …
Bu perspektiften bakıldığında bölgedeki tüm terör örgütleri, son tahlilde, vekâlet savaşının taşeronluğunu yapmaktadır. Bunun içinde DAEŞ de vardır, El Nusra da vardır, YPG de PYD de PKK da hepsi terör örgütüdür ve Türkiye nezdinde yerleri bellidir. Biz bu oyuna asla müsaade etmeyeceğiz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi, biz burada var olma mücadelesinin bedelini Malazgirt’te, Çanakkale’de, Kıbrıs’ta, 15 Temmuzda millet olarak ödedik. Biz Anadolu’yu vatan edinirken, biz Malazgirt’te, Çanakkale’de mücadele ederken ne Amerika Birleşik Devletleri’nin ne Almanya’nın ne Çin’in ne Avusturya’nın desteğini aldık. Aziz milletimiz burayı kanıyla, canıyla, ruhuyla vatan belledi, vatan eyledi ve bu devam edecektir.
Ülkemiz güneyindeki hiçbir siyasi oluşuma asla müsaade etmeyecektir. Biz, İran, Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünden yanayız ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin varoluşsal varlığını, güvenliğini tehdit eden her türlü oluşuma karşı duruşumuz nettir. Erzurum’un güvenliği Bağdat’tan başlar, Hatay’ın güvenliği Şam’dan başlar, Diyarbakır’ın güvenliği Deyr el Zor’dan başlar.
Çok Değerli Başkan, çok değerli milletvekilleri; sözlerimi tamamlarken şu hususu belirtmek isterim: Bir hatip adalet kavramı üstünden bir değerlendirme yaptı ve dünyada bir zincir tahlil yaptı. Ben şu ironiyi söylemek istiyorum. Fransız Devrimi’nin de temel kavramı adaletti. Acaba, Robespierre de AK PARTİ’li miydi, bunu ben sizlerin takdirine sunmak istiyorum.” Mehmet ÖZGÜN