Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Virüsü asla küçümsemeyin

Yaşananlar Ortada İtalya’da yaşamını

Yaşananlar Ortada

İtalya’da yaşamını sürdüren Hataylı Cemil Solak, korona sürecinde İtalya’da yaşananların ciddi bir örnek teşkil ettiğine işaret ederken, uyarmayı ihmal etmedi. “Ben, önlemimi alıyorum. Zaten birbirimize uzak duruyoruz, bir şey olmaz ve benzeri yaklaşımlar sonucu İtalya’da her gün 5 uçağın düşmesine eşdeğer ölüm yaşandığını unutmamalıyız.”

Röportaj Bekir Atahan

Çin’in Hubei eyaletine bağlı Wuhan kentinde ortaya çıkan yeni tip koronavirüsün dünya genelinde bulaştığı kişi sayısı 3 milyon 917 bini aşarken, bizlerin de gündemi değişmedi. Adresimiz, küresel salgının Avrupa’da en fazla ölüm aldığı ülkelerden biri, İtalya oldu.
Evet… Bugün, Avrupa’da Covid’in en yoğun görüldüğü bölgede yaşayan, hemşerimiz ve aynı zamanda dostum Cemil Solak ile İtalya’daki durumu konuştuk, kendisine merak edilenleri sordum.

O zaman başlayalım ve eldeki tabloyu biraz daha netleştirelim…

Cemil, merhaba. Kısaca kendini tanıtır mısın?

Tabii. 8 Ocak 1994’te Antakya’da doğdum. Liseyi, Tarsus Amerikan Koleji’nde yatılı okuduktan sonra, İtalya’ya geldim. Politecnico di Milano Üniversitesi Mimarlık Bölümü mezunuyum. Üniversitenin son yıllarında çalışma hayatına atıldım. Birkaç küçük çaplı iş deneyiminden sonra danışmanlık, emlak ve mimarlık alanlarında faaliyet göstermek üzere kendi şirketimi kurdum. Şu anda, her yıl dünyanın her ülkesinden ortalama 150 müşterimize, yukarıda bahsettiğim alanlarda destek sağlıyoruz. Yedi yıldır Milano’da yaşıyorum.

İtalya’da bu süreç nasıl gelişti, neden Avrupa’da en çok İtalya’da yayıldı? Bu konuda, sürecin İtalya’da nasıl geliştiğinden çok, neden İtalya’da geliştiğinden bahsedebiliriz.

Öncelikle, Avrupa’da sayıca en büyük Çinli nüfusun İtalya’da, İtalya içerisinde de Lombardiya bölgesinde olduğunu, Wuhan kentinden Avrupa kıtasında herhangi bir destinasyona gerçekleştirilen seyahatlerde en yoğun kullanılan aktarma ayağının Milano olduğunu, İtalya’da yaşayan illegal Çinli nüfusun en az resmi nüfus kadar yüksek olduğunu ve bu nüfusun tek kelime İtalyanca bilmediğini de söylemeliyim. Grafikler ve veriler incelendiğinde, virüsün İtalya’ya yayılmasının, giriş-çıkışın en yoğun olduğu Noel tatilinin hemen akabinde yaşandığını görüyoruz.

İtalya’dan bazı hastane görüntüleri gördük. Hastalar, koridorlarda yatıyordu! Bu görüntüler gerçek miydi? Gerçekse, neden böyle bir görüntü oluştu?

Maalesef gerçek. Birçok ülke gibi İtalyan sağlık sistemi de bir pandemi için hazırlıksız yakalandı. Hastaneye kaldırılan arkadaşlarımız, yakınlarımız oldu. Bergamo ve Milano gibi vaka sayısının çok yüksek olduğu şehirlerde, oda müsaitliğine bağlı olarak, tedavi koridorlarda başlayabiliyor. Hasta, oda boşalana kadar orada bekletilebiliyor. Kaybedilen hasta sayısı gibi taburcu edilen hasta sayısının da yüksek olması, koridorda bekleme sürecini kısaltıyor.

İtalya hükümetinin, Covid ile mücadelede beğenmediğin ve eleştirdiğin yönleri neler? “Şu önlemler alınsa, böyle bir süreç yaşanmazdı” diyebileceğin önlemler var mı?

Hükümetin, taraflı tarafsız herkesçe kabul gören en büyük hatası, Lombardiya ve Veneto bölgelerinin karantina altına alınacağını, karantina başlangıç tarihi olan 8 Mart’tan bir gün önce, 7 Mart gecesi açıklaması oldu. Yüz binlerce insan, seyahat engeline takılmamak için yollara döküldü. Bu durum, imkan ve olanak açısından kuzeye kıyasla çok daha zayıf olan güney bölgelerinin, çok ciddi bir sorunla baş başa kalacak olması demekti. Hükümet, hatasını üç gün sonra, karantina uygulamasını ülke geneline yayarak telafi etmeye çalıştı! Ancak bu da, ekonomi için bir kabustu! İtalya ekonomisi, % 4.7 civarı küçüldü. Sadece 1 haftalık süreçte, 1.5 milyon insan işsiz kaldı. Bugün itibariyle, 98.000’i aktif, 215.000 vaka görüldü, 30.000 kayıp verildi.

Türkiye ile İtalya’nın Covid ile mücadele sürecini kısaca karşılaştırır mısın?

İki ülkenin de ekonomik açıdan uzunca bir süredir zor günlerden geçiyor olması, alınan ve alınabilecek kararların benzerliği hususlarında bize ciddi ipuçları veriyor. Zira Avrupa Birliği fonlarından gelen destek olmasaydı, üretimin -Başbakan Conte’nin deyimiyle ülkenin motorunun- durdurulmasını da kapsayan “ülke geneli karantina kararı” ne derece uygulanabilirdi, açıkçası bilemiyorum. Burada ne yaşandıysa, 15 gün sonra Türkiye’de de yaşandı. Ülkemiz bu süreçte, gerek sosyo-ekonomik gerekse istatiksel açıdan İtalya’ya çok benziyor. Bu, birçok konuda erken uyarı olarak kullanılabilmesi açısından çok değerli bir istatistik. Malum, İtalya’nın bu dönemi bu denli şiddetli yaşamasının sebeplerinden biri de, bakıp ders çıkarabileceği bir örneği olmamasıydı.

İtalya’da şu an sosyal hayat ne durumda, gelecekle ilgili öngörüler nelerdir?

İtalya, 4 Mayıs tarihiyle, “Fase 2” yani “İkinci Aşama” adı verilen bir sürece girdi. Yeni vaka sayısındaki düşüş neticesinde, 4 Mayıs tarihinden itibaren maske takma zorunluluğu ile dışarı çıkma ve gerekli olması halinde aile içi ziyaretler yasak kapsamından kalktı. Mart ayı başından beri yalnızca eczane ve süpermarketler açık olabiliyorken, bunlara “çeşitli üretim tesisleri, paket servis yapan restaurantlar ve şantiyeler” de eklendi. Mayıs sonu itibariyle, geniş güvenlik önlemleri kapsamında bar, restaurant ve kafelerin de açılacağı, berber, kuaför ve güzellik merkezlerinin ise Haziran ortası gibi açılacağı öngörülüyor.

İtalyan sağlık sistemi ne durumda? Covid’e yakalanan bir kişi ücretsiz tedavi görebiliyor mu? Sağlık sistemi ve hastanelerin durumu nasıl?

Dünya Sağlık Örgütü’nün 2019 verilerini baz alarak yaptığı sıralamaya göre, İtalyan Sağlık Sistemi (SSN – Servizio Sanitario Nazionale) dünyada 2. sırada. Aynı listeye göre, Türkiye’nin 70. sırada olduğunu söylemeliyim. Covid’e yakalanan bir kişi, evet, ücretsiz tedavi görebiliyor.

Covid’in en yoğun yaşandığı ülke ve bölgede yaşayan bir hemşerimiz olarak, Hataylılara ne tavsiyelerde bulunursun?

En büyük tavsiyem, tıp doktorlarının bile medikal tavsiye verirken dil becerilerinin hayati farklılıklar oluşturabileceği bir ortamda, sosyal medya platformlarında dolaşan yazı ve tavsiyelere kulak asmamaları ve devletler düzeyinde bir infial yaratmış olan bu virüsü asla küçümsememeleri. “Ben, önlemimi alıyorum. Zaten birbirimize uzak duruyoruz, bir şey olmaz” ve benzeri yaklaşımlar sonucu İtalya’da her gün 5 uçağın düşmesine eşdeğer ölüm yaşandığını unutmamalıyız.

Teşekkürler…