Ana Sayfa Arama Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Ziraat Mühendisleri, anız’ın zararına dikkat çekti:

Toprağın organik, fiziksel ve

Toprağın organik, fiziksel ve kimyasal yapısını bozuyor

Ziraat Mühendisleri, başlayan buğday hasadı sonrası Anız Yakımı’nın zararlı ve tehlikeli olduğuna vurgu yaparak, “Anız yakmak, toprağın organik, fiziksel ve kimyasal yapısını bozuyor” uyarısı yaptı. Hatay Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Sever, toprağı kolay işlemek ve yabancı ot tohumlarının ortadan kaldırılması amacıyla anız yakılmasının topraklarımıza, ailemizin ve ülkemizin geleceğine büyük zarar vermekte olduğunun altını çizerek şunları kaydetti:
“Hiçbir üreticimiz, anız yakarak, toprağın ve diğer canlıların canını yakmasını istemez. Ancak anız yakma işlemini, toprak işlemedeki masraflar nedeniyle, istemeyerek de olsa yakmaktadır. Hasat sonrası tarlada kalan kök ve sapların yakılarak yok edilmesi yöntemine asla başvurulmaması, ülkemiz ve çiftçilerimizin menfaatine olacaktır.
Çünkü toprak verimliliğine uzun vadede ciddi zarar veren anız yakma; verimli tarım alanlarının azalmasına, toprak içinde bulunan yararlı mikroorganizma ve besin elementlerinin geri dönüşümsüz olarak kaybedilmesine neden oluyor. Ayrıca tarım arazilerinde sürdürülebilir verimliliğini kaybetmesinin de en önemli nedenleri arasında yer alıyor. Üzerinde tarım yaptığımız, bizi besleyen, doyuran toprak, on binlerce yılda oluşmuş canlı bir varlıktır. Bir gramında, çoğunlukla dünyadaki insan nüfusundan daha fazla, bakteri, mantar, aktinomiyetes, alg ve benzeri canlı barındırmaktadır. Bu nedenle de biz canlılar gibi nefes alır, nefes verir, diğer deyişle, solunum yapar.
Çiftçilerimiz, toprağı işlerken bir koku çıktığında bilsinler ki, bu toprak kokusunu bu mikroorganizmalar tarafından çıkarılmaktadır. Toprağa can katan, canlılık veren bu mikroorganizmaların yaşam kaynağının, toprağa çeşitli yollarla ve büyük masraflarla verilen ya da ulaşan organik bileşikler olduğunu unutmamak gerekir. Bu organik bileşikler, hasat sonrası toprakta kalan bitki kökleri, hasat artıkları ya da toprağa verilen hayvan gübresi ve benzeri materyallerdir. Verimli bir toprakta, organik madde adını verdiğimiz bu materyal, yüzde %5 dolayında olmalıdır. Oysa bizim topraklarımızda bu oran yüzde %1-2 civarındadır ve organik maddece topraklarımız fakirdir.
İşte anızın yakılmasına bağlı olarak, toprağın organik maddesi yok oluyor ve toprağın önemli biyolojik, fiziksel ve kimyasal özellikleri zarar görüyor. Anız yangınları sırasında toprağın 0-5 cm derinliğinde 250 -300 dereceye ulaşan sıcaklıklar meydana gelir. Toprağın üst tabakasında meydana gelen bu aşırı sıcaklık artışı, üretimde verimlilik için en önemli unsurlardan biri olan organik maddelerin yok olmasına neden oluyor demektir. Özellikle, organik maddesi çok düşük ve erozyona çok açık olan topraklarımız, anızın yakılması bir yana, anızlı iken sürülerek veya parçalanarak toprağa yeniden kazandırılması gerekir. Ayrıca hasat sonrası tarla yüzeyinde kalan bitkisel artıklar toprağı tavında tutmakta ve meyilli arazilerde verimli toprağın su ve rüzgar erozyonuyla kaybolmasına engel olmaktadır. Çünkü anız, yağışların şiddetle toprağa düşmesini engeller yüzey akış hızını azaltır, toprağa içerisine sızmasını sağlar.”
-Doğal dengeyi bozuyor.-
Ziraat Mühendisleri Odası Hatay Şube Başkanı Ahmet Sever, anız yakmanın salt toprağın verimini düşürmekle kalmayıp, doğal dengeyi de bozduğunu bildirdi ve şöyle devam etti:
“Anız yakmanın doğrudan ve dolaylı etkileri bunlarla da sınırlı kalmıyor, doğal dengeyi bozan anız yakma birçok canlının beslenme, barınma ve korunma ortamını da yok etmektedir. Toprakla birlikte birçok canlının da önemli derecede zarar görmesine, yok olmasına neden oluyor. Oysa toprakta bulunup gözle görülmeyen bu canlıların faaliyetleri sonucunda organik madde parçalanır, ayrışır ve humus dediğimiz şekle dönüşür. Bu da, tarımsal üretimde verimliliğin artmasını sağlayan toprakta bitkiler tarafında bitki besin maddelerin mübadelesini sağlayarak, verim artışının temel faktörünü oluşturmaktadır. Bir sonraki ekime kadar geçen sürede, anız sapları zaten kendiliğinden çürüyerek toprağa karışmaktadır. Verimliliği düşen topraktan daha iyi ürün almak isteyen üreticilerimiz, daha fazla toprak işleme ve kimyasal kullanma yollarına başvurmak zorunda kalmaktadır. Dolayısı ile anız yakma, hem üreticinin ekonomisine hem de çevreye zarar veriyor, hava kirliliğine neden oluyor.”
-Anız, orman yangını nedeni!-
Açıklamasında, anız yakmanın orman yangınlarına da neden olduğunu hatırlatana Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Sever, bu konuda da şunları kaydetti:
“Anız yangınları nedeniyle, diğer ekili veya dikili tarlaların ve ormanların tahrip olması birçok haberlerde duyulmaktadır. Özellikle bu yıl olduğu gibi, mevsim normalleri üzerinde seyreden sıcaklıklar dikkate alındığında, orman yangınları açısından da anız yakma çok tehlikeli sonuçlar doğurabilecek, oldukça yüksek riskli bir yöntemdir. Bu yönteme asla başvurulmamalıdır. Anız, toprağın geleceği, topraksa bizim geleceğimizdir. Anızı yakmak, geleceğimizi, bize emanet edilen en değerli varlığımızı yakmaktır. Bu gerçek asla unutulmamalıdır.
Yetkili kurum ve kuruluşları, anız yakma konusunda çiftçilerimizi eğitmeye ve anızın organik maddenin temelini oluşturduğuna inandırmaya, buna rağmen anız yakanların yasa gereği cezai işlemlere tabi olacakları konularında uyarmaya ve denetlemelerini yapmalarını bekliyoruz.” -Cemil Yıldız-